Son günlerde kişisel verilerin gizliliği, kişisel verilerin krunmasının önemi ile ilgili tartışmalar alevlendi. bunun temel nedeni yakın zamanda yaşanan ve medyada önemli yer tutan kişisel verilerin satılması olayları.
öncelikle her ne kadar son zamanlarda konu popüler hale gelmişse de, aslında konunun Türkiye'deki geçmişinin birkaç yıl öncesine, son genel seçimlere dayandığını söyleyebiliriz. hatırlarsanız bazı işgüzar adaylar, seçmen listelerini olduğu gibi, bütün halinde internette yayınlamışlar, bunu da kimin nerede oy kullanabileceğini kolayca bulması adına seçmene kolaylık olması için (!) yapmışlardı. Bunun doğal sonucu tüm seçmenlerin ad soyad, TC kimlik numarası, adres bilgilerinin ve diğer bazı nufus bilgilerinin kopyalanabilir şekilde internette yayınlanması oldu. Bazı akıllı girişimcilerin bunları kopyalayıp basit birer arayüzle satması da kaçınılmazdı tabii ki.
O dönemde çok az sayıda kişi durumun vahametini farkedip yapılanın kişisel verilerin gizliliğinin ihlali olduğu konusunda itiraz etti ve şikayetçi oldu. Ancak bu itiraz ve şikayetler bir kere dağılmış olan verilerin kullanılmasını tabii ki engelleyemeyecekti.
Daha sonra Almanya'da yaşanan kişisel verilerin açığa çıkartılması, paylaşılması olayı ve ardından gelen tartışmalarla olay ülkemizde de dikkat çekmeye başladı. Bu dönemde internetten kopyaladıkları seçmen kayıtlarını bazı memur ve yetkilileri kandırarak veya kendi yanlarına çekerek tapu verisi, araç verisi, banka hesapları gibi diğer veritabanlarını da ekleyerek paket haline getirip satmaya başladılar.
Konunun en acı yanı ise en önemli hatta tek müşterilerinin avukatlar olması. Bu bir yandan hukukun savunucusu olaması gereken meslektaşlarımızın hukuk dışı yollara sapmaya malesef ne kadar meyilli olduklarını gösterirken, bir yanda da devlet kurumlarında teknolojinin kullanımının yaygınlaşmamasının avukatları bu tür yasa dışı yollara sapmaya itmiş olduğu şeklinde de yorumlanabilir. Aslında Avukatlık Kanunu gereği ilgili verilere ulaşma hakkı olan avukatların, icra dairelerinde ve kalemlerde adres sorgulamak mümkün olduğu halde memurlar bunu kullanmamakta ısrarcı oldukları için bu yola sapmak zorunda kalmış olmaları malesef yurdumuz acı gerçeği.
Son durumda veritabanlarına erişilerek verileri okunmak suretiyle çalınan kurumlar veritabanlarına belli sabit IPler dışında erişilememesi, kullanıcı adı ve şifrelerin kullanıcılara zimmetlenmesi ve yapılan sorgulardan kullanıcı adının sahibinin sorumlu tutulması, tüm erişimlerin kayıt altına alınması gibi maliyetli ve kullanıcı açısından zorluk yaratabilecek tedbirlerle de olsa verileri korumayı başardılar. Ancak seçim sırasında internette yayınlanan adres ve kimlik bilgilerinin artık geri alınması mümkün değil. İnternette kısa bir arama ile pekçok paylaşım ortamında rahatlıkla bulunabileceklerine eminim.
Bu verilerin ne kadarının kişisel veri kabul edilebileceği, kişisel veri olup olmadıkları ise ancak başka bir yazıda ele alınabilecek genişlikte bir konu.
28 Ağustos 2010 Cumartesi
27 Ağustos 2010 Cuma
Merhaba
Bu blogta bilişim hukuku ile ilgili tüm konuları tartışmak, karşılıklı olarak bilgimizi paylaşmak amacını taşıyorum. Bu arada uzun süredir aklımda olmasına rağmen elimin bir türlü açamadığım bloğumu hazırladığı için Onur Can Yükrük'e de teşekkürlerimi iletiyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)